Pazartesi, Kasım 06, 2006

Aklın Gösterdiği

Galatasaray-Çaykur Rize maçı bir kez daha gösterdi ki, gözlere en iyi takım olarak görünen GS nin çözümü çok kolay olmayan sorunu bu yıl hedeflerden uzak kalmasına neden olacak gibi. Bir kez daha üstün oynadığı karşılaşmadan yara alarak ayrılan GS nin bu gidişatı kısmetsizlikle açıklanamayacak derece devamlılık kazandı. İştahlı ve lezzetli hücumların maliyeti kendilerinin de kontrolü dışına çıkan bir tempo oluyor ki alınan kontra yumruğun etkisi bu şartlar altında beklenenin ötesine geçiyor. GS nin en temel sorunu olan tempoyu kontrol etme mevcut kadro yapısı ile sağlanacak gibi de görünmüyor açıkçası. Maçın sonuna doğru 60 orta yaptığını gördüğümüz bir takımın 2-1 geride olduğuna inanmak çok zor gerçekten. Olumsuz hava ve saha koşullarına ve deplasmanda oynamasına rağmen rakibi oyunun büyük bölümünde sahasına kapatan GS nin sürekli yüksek tempoda oynama zorunluluğu rakibinden daha çok kendini yıpratıyor. GS nin bu şartlar altında daha çok puan kaybedeceğini öngörebiliriz. Tempo ayarı yapacak bir saha içi liderinin olmayışı bu sorunun çözümüne engel. Ayrıca GS gibi bir takımın duran toplarda bu kadar etkisiz kalması şaşırtıcı. Galiba topun arkasına Hasan Şaş değil de İliç de biraz geçmeli.

Fenerbahçe ve Zico için düzlüğe tam olarak çıkılmasa da tünelin ışıkları görüldü diyebiliriz. Mevcut kadro için en uygun sistem olan 4-5-1, ağır abiler kulübeye çekilmek kaydıyla uygulanıyor. Bu sistem bu tür deneysel çalışmaları, en azından Türkiye Ligi' nde kaldırır. Kadro derinliği yaratan sisteme Zico' nun bağlı kalacağını göstermesi olumlu bir gelişme. Ancak solda ne bindirme ne savunma yapan Boral' da istikrar sağlaması zor. Hadi diyelim Marco da ikame edilemeyecek kadar değerli bir oyuncu değil. Ancak kale seçimini Zico zorlu maçlar öncesi mutlaka gözden geçirmeli. Belki fazla ön yargılı ve sert bulacaksınız ama ben Rüştü, Volkan' dan daha iyi demiyorum. Volkan kesinlikle iyi kaleci değil diyorum. Yani bırakın Rüştü ile kıyaslamayı bir "kaleci" olarak sorgulanan Volkan' ın garip nedenlerle Rüştü ye rakip gösterilmesi futbola yapılan bir ihanet bence. Görkemli fiziği nedeni ile kalecilik ona yakıştırılıyor. Üstelik anlamadığım bir noktayı da bir örnek ile açıklayacağım. Ankaraspor maçında rakibin ilk golünü hatırlarsınız. Yan direğe vurup içeri giren top. Bu pozisyonda bile Rüştüye küfür eden taraftarın, Gaziantep ve Manisa maçlarındaki golleri yiyen Volkan' ı herhalde kurşuna dizmesi gerekir. Mesele gençlik ise, Rüştü' nün Volkan yaşlarındayken kaç maçı tek başına aldığını hatırlatmaya gerek yok herhalde.. O nedenle camia bu sorunu kendi içinde çözmeli ve kale işin ehline teslim edilmelidir.

Son olarak Kezman da iyileştiğine göre sistemden taviz verilmesi gibi bir çıkmaza girilmemelidir. Kezman varken bu takımda tek forvet Kezman oynar. Zico artık aklın gösterdiğinden onu bunu oynatmak için vazgeçmemelidir. Fenerbahçe sistemin üzerine uygun kadrosunu da oluşturursa bu ligi ilk yarı sonunda bitirebilir.

Serhat Aydoğmuş

1 Comments:

Anonymous Adsız said...

Şu cümlene sonuna kadar katılıyorum kardeşim . "...ben Rüştü, Volkan' dan daha iyi demiyorum. Volkan kesinlikle iyi kaleci değil diyorum."

BEN DE !

Birde Rüştü'yü her kaelecinin yiyebileceği HER golden sonra yerden yere vuran zihniyeti ve anlayişida yıllarca kınadım , halen de kınamaya devam ediyorum , hele ki bu Volkan'ı gördükten sonra ...

11:40 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home