Perşembe, Eylül 14, 2006

Şampiyonlar Ligi ikinci gece "Lyon efsanesi mi doğuyor ?"

Dün akşam ekran başında ilk yarıda resmen dilim tutuldu , kilitlendim kaldım . Lyon du tabi buna sebep olan takım . Real geçtiğimiz yıllara oranla Capello gibi bir kurt hoca ve özellikle defansına ve ön liberosu , ortashasına yaptığı önemli transferlerle çok daha sağlam bir kadro ile çıkmıştı Lyon'un karşısına . Ama sahada öyle inanılmaz bir Lyon vardıkı yalnızca ilk 45 dakika resmen dağıttılar rakibini ve öyle korkuttular ki ikinci yarı ancak skoru bu düzeyde tutmaya razı olmak zorunda kaldılar . Şampiyonlar liginin ilk maçlarında en başarılı kaleci Casillas olmasaydı maç ilk yarı 5-0 olurdu ki bu da sanırım ayıp olurdu . Hem de rakipleri daha henüz baştan bukadar korkutmak çelme takılma riskini arttırabilirdi .
Ütopik bir oyun
İnanılmaz bir konsatrasyon , inanılmaz bir tempo , inanılmaz bir oyun anlayışı ve hızı , özellikle gol bölgelerine ve noktaların varma da inanaılmaz soğukkanlılık ve olağanüstü bir maestro firikik ustası Juninho . Aslında bence Lyon'u tarif ederken isim kullanmaya gerek yok bundan 4-5 yıl öncesinde her kim ve nasıl başlatmış ise o ismi kullanmak gerekir ancak ve sadece . Hoca değişti , heryıl popüler oyuncularından bir ya da ikisini iyi paralarla sattı , Liverpool fiyaskosunun mimamrı Hullier geldi , yine de birşey değişmedi , makina düzeninde oynayan , her oyuncunun mevki kavramı olmadan heryerde olduğu ve önemlisi olabildiği bir Lyon vardı . Benim bir hayalimi canlandırır gibiydiler ilk yarı , yeteneklerin dışında akıllı ve disiplinli çalışkan oyuncuların olduğu , koşmaz etmez , o yanğını kullanamaz , o bölgede oynayamaz bahanelerinin tümümün ortadan kaltığı kalkabileceği dolayısıyla klişe düzen kavramlarına takılmış futbol dünyasını şakına çevirecek bir oyun anlayışıla , oyunun her anında her oyuncu her yerde oyun anlayışının sahada oynanabilmesi . İşte Lyon bana bu hissi verdi dün akşam ilk yarıda . ,İkinci yarıda durmasını Serhat'ın deyişiyle " aktif dinlenme " ya da bana göre rakiplerine fazla da göz dağı vermeden emin ve istikrarlı adımlarla hedefe yönlendirmenin bir parçasına bağlayabiliriz sanırım . Bu harika takımı ve oyun anlayışını yaratan ve bunu başarabilen herkesi kutlamak lazım .
Fred harika bir gol atıyor ki golü dışında nasıl bir tempoda oynuyor , bu adam da 2 sezon önce Lyon'a geldiğinde sıradan bir Brezilya'lı oyuncuydu . Sonra aynı oyuncu defanstan 40 yıllık stoper gibi top çıkarıyor , Abidal'i bir anda öyle bir hızla hücüm hattına çıkar görüyorsunuz ki en ilerideki adam oluyor ... Ne söylenebilir ki düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor .
Sevgili Serhat Aydoğmuş ile maç anında konuşurken öyle bir laf ediyor ki aktarmadan edemeyeceğim maç anında konuştuk " Bizim hiçbirzaman böyle takımlarımız olamayacak , oyüzden hayal kırıklığıyla (!) izliyorum " maçı diye .
Şunu hatırlatırsak herşey anlaşılır herhalde , Dün geceden bir skor , D.Kiev : 1 S.Bükreş : 4
Dün gecenin sonuçları ve kısa notlar :
MANU zor maçta Celtic'i geçti . Luis Saha bence çok başarılı ve etkiliydi . Celtic'de ki Nakamura'yı İtalya'da da biliyordum . Türkiye'de 10 numara arayanların hiç dikkat etmediği bir isim galiba , harika bir frikik golü attı . Arsenal deplasmanda kazandı , bence sürpriz yok üst sınıfta , alt sınıf zaten başa güreşemeyeceği için Steau Bukreş'in D.Kiev'i yenmesi kağıt üzünde sürpriz olur ancak ...

E GRUBU
Dinamo Kiev - Steaua Bükreş : 1 - 4
Lyon - Real Madrid : 2 - 0
F GRUBU
Manchester United
- Celtic :3 - 2
Kopenhag - Benfica : 0 - 0
G GRUBU
Porto - CSKA Moskova : 0 - 0
Hamburg - Arsenal : 1 - 2
H GRUBU
Anderlecht - Lille : 1 - 1
Milan - AEK : 3 - 0
Şeref Solmazer

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home