Salı, Haziran 12, 2007

2006-2007 Sezonu: Dünya Futbolunda İtalya gerçeği – 2

İlkyazımızda İtalya'nın krizlerle dolu bir yıldan Dünya Şampiyonu olarak çıkmasını ve ardındaki gerçekleri yazmıştık . Buradada Avrupa'nın ve dünyanın tartışmasız futboldaki en prestijli Turnuvası Şampiyonlar Ligi'ni bir başka çok zor şartlardan gelip kazanan bir başka İtalyan MİLAN'ın başarısını ve diğer konuları irdeleyelim .

Milan sezona 14 Temmuzda çıkan : “ Milan’ın 2006 sezonu için 44 puanı silindi ve ligi 12. bitirmiş sayıldı. Milan ve diğer kulüpler Avrupa Kupalarına veda etmek durumunda kaldılar.” Haberleriyle sarsılarak başladı daha sonra temyiz yoluyla ceza hafifledi ve nihayi karar olarak "AC Milan’ın puan cezalarında da indirim yapıldı. AC Milan hakkında 2005-2006 sezonu itibarıyla, 44 yerine sadece 30 puanının silinmesi kararlaştırıldı. Böylece AC Milan’a Şampiyonlar Ligi ön eleme karşılaşmalarına katılma fırsatı tanınmış oldu. Kırmızı-siyahlılar hakkında önümüzdeki sezon itibarıyla verilen puan cezası da eksi 8’e düşürüldü. AC Milan’a ayrıca 100 bin Euro para cezasının yanı sıra bir maç saha kapatma cezası da verildi. "kararı aldı.

Sezon başında : Oddo , Fenerbahçe’nin de peşinde koştuğu R.Oliviera , genç Fransız yetenek Yoann Gourcuff , Fiorentina’dan Cristian Brocchi gibi pek sanasasyonel olmayan oyuncular transfer ederek başladı . Ligde umudu olmayan takım hedefini belli ki sessiz ve derinden Şampiyonlar ligi için belirlemişti ama bu da hüsrana dönüşmek üzeriydi , ön elemede Kızılyıldız’ı zar zor eledikten sonra gruba büyük bir hüsran ile başladılar ,geçen sezonun sendromu sürüyordu ,ilk iki maçında içeride Lille’e 2-0 deplasmanda AEK’ya 1-0 yenildiler ...Sonrasında 4 maçta 3 galibiyet ve bir beraberlikle gruptan çıkmayı başardırlar . Kaka müthiş bir performansla takımını taşıyordu.



Bu arada İtalya futbolu birkez daha sarsılıyordu , bu defa tribün şiddeti sokaklara taşıyor hatta ölüm getiriyordu . İtalya’da bırakın futbolu tüm spor müsabakaları ikinci bir emre kadar duruduruluyordu .



3 Şubat 2007 basına yansıyan haberlerden başlıklarla : İtalya'da Catania ile Palermo arasında oynanan ve Palermo'nun 2-1'lik galibiyetiyle sona eren derbi maç son yılların en büyük futbol terörüne sahne oldu. Maç sırasında başlayan olaylar, stat dışına taştı. Olayları yatıştırmak isteyen polis memurlarından biri hayatını kaybederken 100'den fazla kişi de yaralandı. Acilen toplanan İtalya Futbol Federasyonu haftasonu oyanancak tüm karşılaşmaların ve çarşamba günü İtalya Milli Takımı’nın Romanya ile yapacağı özel maçın iptal edildiğini açıkladı. İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Luca Pancerelli, son zamanlarda artan şiddet olaylarına daha fazla seyirci kalamayacaklarını belirterek, ligileri durdurma süresinin daha da uzayabileceğini ifade etti

İtalya’da ülke ve futbol yöneticileri yine olaylara çok ciddi müdahaleler yaparak sert tedbirler ve cezalar verdiler . Ligler bir hafta aradan sonra başladı . Catanian tüm maçlarını seyircisiz oynama cezası alırken , stadları uygun olmayan takımlarında maçlarına seyirci alınmayacağı açıklandı. Ayrıca İtalyan Hükümeti ek önlemler paketindeki belli başlı yenilikleri şu sekiz başlık altında topladı:
1- Normlara uymayan statlarda maçlar seyircisiz oynanacak:
2- Şiddet olaylarına karışanların gözaltı süresi arttırıldı
3- Spor müsabakalarına katılma yasağı 18 yaşından küçüklere de uygulanacak
4- Yasaklı taraftarlara toplum yararına çalışma zorun
5- Taraftarların deplasman maçlarına organize veya toplu biçimde gitmeleri engellenecek
6- Kulüpler ile taraftar dernekleri arasında organik bağlar olmayacak
7- Şiddeti özendiren radyo yayınlarının veya pankartların yasaklanması
8- Statlar uzun vadede özelleştirilecek


Ülke futbolunda damga vuran bu tatsız olay ülkeyi birkez daha sarstı . Bu arada Milan şampiyonlar ligi ikinci turunda 7 Şubat’ta ilkmaçta 0-0 berabere kaldığı Celtic’i zar zor 1-0 ‘la geçip bir üst tura çıkıyordu . Ligde İnter neredeyse Şampiyon olmuştu bile ...

Çeyrek Final de rakip Bayern Munih’di ilk maç İtalya’da 2-2 bitince herkes yarı finale Münih çıktı diye düşünmeye başlamıştı . Oysaki şimdi bir İtalyan klasiğine daha hazırlanmalıydı futbol dünyası ama herhalde Milan’lılar hariç kimse buna şans vermiyordu . Ama onlar Dünya Şampiyonluğunda olduğu gibi yine inatçı ve inançlı hırslı yapılarını ve klasiklerini sahaya yansıtmak için sihirli bir değnek değmiş gibi değişmişlerdi . Rövanşı 2-0 alan Milan son dört içinde Şampiyonlar ligi kare asında yerini almıştı . Rakipler sansasyonel Premier League ekipleri Manchester United, Chelsea ( ki ligde de kıyasıya kapışıyorlar ve Şampiyonlar ligi şampiyonunun da bunlardan biri olacağına inanılıyordu %90 ihtimal ile , diğer 2 takım belki birer tatlı sürpriz rüyasıydılar ) ve Liverpool oluyordu .



Milan yarı finalde belkide bu sezonun en formda takımı Manchester Unided’in karşısına çıktı deplasmada ilk maçında , Kaka’nın golleriyle herkesi şakına çevirerek 2-1 önde geçtiği maçı yağmurla beraber şahlanan Rooney’i dururamayarak 3-2 kaybetti son dakikalarda ...Tamam işte kader ağlarını örmüş ilerliyordu , havaya giren İngilizler turu Milano’da geçecekleri havasına kapılmışlardı .( Bir önceki turda Roma’ya 7 golde atmışlardı bu arada ) Ancak unuttukları birşey vardı . İtalyan futbolunun belkide tipik 3 sembol ismi henüz pes etmemişlerdi ve inançları ve inatları onların en büyük gücüydü . Bu ismler defansta artık bir tarih olan büyük ve tecrübeli kaptan Paulo Maldini , orta sahada Gatttuso ve tilki forvet “Pippo” İnzaghi ... Tabi ki belkide dünyanın en iyi 3 futbolcusundan biri KAKA’yı da unutuyorlardı . Nihayetinde rövanş maçı bu senenin rüyasını bitiriyordu Milan evinde Manu’yu 3-0 ile dağıtarak finale çıkıyordu. Beklenmeyen olmuş diğer yandan da Liverpool Chelsea’yı dize getirmiş iki yıl aradan sonra İstanbul’un rövanşı yine bir Akdeniz ülkesinde güneydoğu Avrupa ‘da Atina’da oynanacaktı .
İtalyanlar birkez daha tarih yazıyordu ... İç çekişmede de herkes birşeyin kulbundan tutmuştu . İnter haftalar öncesinden lig şampiyonluğu garantiliyor , Roma İtalya kupasında İnter’i sürklase ederek ( ilk maç 6-2) kazanıyor , Juve gecikmeden birinci lige dönüyordu . Milan’da Avrupan’nın en büyüğü olmaya koşuyordu. Bu klasik bir Akdenizli özelliği olsa gerek bana göre . Sorunlar ve sıkıntılar bazen rahat ve sakin görünen huşu içindeki Akdenizliyi ve damarlarında akan kanı çılgına çevirebiliydu... İşte İtalyanlar çoşmuştu birkere ...




Krizlerin futbol ekonomisine de önemli etkileri vardı .
Bir şampiyonluk öyküsünü sonlandırmadan krizin İtalya futbolu açısından farklı önemli bir noktasına da değinmek gerekir . Gerek şike gerekse futbol terörü ile sarsılan takımların belkide en önemli kayıpları endüstriyel futbol açısından değerlendirildiğinde önemli boyutlarda prestij, pazarlama , dolayısıyla gelir yani para kaybıdır . İtalya bu konuda dünyadaki ilk üç lig arasında sayılabilir .
Bu konuda birkaç alıntı ve rakamlarla şunlar söylenebilir ( Basından ) Mayıs 2007
Deloitte
'nin yaptığı araştırmaya göre 2005 - 2006 sezonunda Avrupa futbol liglerinin toplam kazancı bir önceki sezon gözönüne alındığında yüzde 9 artarak 12.6 milyar euro'ya ulaştı... İtalyan Serie A ligi kulüpleri 1.4 milyar euro'da kalırken, Alman Bundesliga ekipleri 1.2 milyar euro kazandılar. Diğer sıraları 900 milyon euro ile İspanyol Primera Division ve Fransız Ligue 1 kulüpleri aldı. Avrupa futbol endüstrisinin önde gelen bu 5 ligi 6.7 milyar euro ile toplam gelirin yarısından fazlasını elde ettiler.

Türkiye’de Futbol’un ekonomisi üzerine önemli çalışmalar yapan Tuğrul Akşar’ın ekli yazısından alıntılarındada şunların altını çizebiliriz.

Tuğrul Akşar (10 ocak 2007 tarihli yazısında )
Serie-A yıllık 1.5 milyar dolarlık gelirle, Avrupa futbol pastasının yaklaşık yüzde 12’sini tekbaşına üretiyor. Skandala karışan Serie-A ekiplerinden Juventus, Milan, Lazio, Fieorentina, Udinese, Messina, Siena ile Serie B'den Arezzo, Cretone ve Avellino’nun gelirleri toplamı ise 2004-05 itibariyle 862,7 Milyon dolara ulaşıyor. Bu tutar ise toplam futbol gelirlerinin yüzde ellisekizini oluşturuyor... Örneğin Juventus’un Şampiyonlar Ligi son beş yıllık ortalama geliri 35 mio dolar civarında . Skandal sonrası Jubventus’un maç günü gelirlerinde yüzde 57,1’lik bir düşüş oldu...

Naklen yayın gelirlerindeki düşüş ise yüzde 37,1. Futbolcu satım gelirlerini dikkate almadığımızda toplam gelirlerde %40’lık bir düşüş yaşandığı görülüyor. Juventus’un borsa değeri 240 milyon dolardan 188 milyon dolara kadar düştü...Juventus’un Serie B’ye düşmesi ile yayın gelirlerinde yüzde 40’a varan azalma oldu ...

Yazarın son görüşleri
İtalya’da patlak veren skandalın İtalyan futboluna genel etkilerine baktığımızda;
I. Kulüp bazında olumsuz etkiler
1. Kulüplerin gelirlerinde önemli ölçüde parasal kayıpların yaşandığı;
2. Zedelenen itibar ve olumsuz etkilenen marka değerinin, sponsorları ve medya haklarını olumsuz etkilediği;
3. Önemli oranda yıldız oyuncularını satmak durumunda kaldıkları;
4. Kulüplerin rekabet güçlerinin önemli ölçüde zayıfladığı;
5. Borsada işlem gören kulüplerin borsa değerlerinde önemli düşüşler yaşandığı;
6. Ayrılan futbolcular yüzünden takımların piyasa değerlerinde ciddi düşüşlerin meydana geldiği;
II. Ülke Futbolu Bazında Olumsuz Etkiler,
1. Lokal ligde rekabet kalitesinin düştüğü,
2. Futbol pastasının küçüldüğü,
3. Ülke dışına giden oyuncular nedeniyle Serie-A’nın reytinginde bir düşüş yaşandığı,
Görülüyor.

Görüldüğü üzeri gerek ilk yazımızda değindiğimiz önemli olaylar gerek yıl içinde yaşanan terörün ülke futbolu üzerinde ayrıca nasıl olumsuz etkiler yarattığıda açıkça ortaya çıkmaktadır . Bunca kaosa rağmen önce Ulusal takım ardından da Milan şampiyonlar ligi finalinde 2005’in rövanşında Atina’da Liverpool’u 2-1 yenerek Şampiyon olmayı başarması İtalya Futbolundan çok ciddi dersler çıkarılacağını kanıtlamaktadır ve bu başarı hiç küçümsenemeyecek derecede önemlidir .



Sonuç olarak olayı bizim ülkemize adapte edip bir beyin jimnastiği yapacak olursak ve bu yıla ait bazı durumları hatırlayacak olursak , sezon başında FB- Everton maçında silahla yaralama , Vestel Manisalı oyuncuların hakeme saldırıları, Hrant Dink cinayeti sonrası ülkede yaşanan toplumsal çalkantı sonrasında tribünlerde görülen aşırı milliyetçi ırkçı nitelikte pankartlar tepkiler ve son olarakda GS-FB derbisinde yaşanan tribün olayları sayılabilir .



Tüm bu olaylardan sonra iki ülke arasında gerek siyasi , politik yaklaşım tutum ve uygulamalarda ki kararlı tutum , davranış ve alınan kararlar , ayrıca federasyonların olaylar karşısındaki tutumları kıyaslandığında , özellikle de yaptırımlar ve verilen cezalar anlamında , niye İTALYA’nın dünya şampiyonu ve Avrupa şampiyonu çıkardığını , bizim de neden daha bu başarıları ulaşma imkanımızın olamayacak kadar uzak olduğunu açıkça anlayabiliryoruz . Biz cezayı vermek için kurulu toplayamama bahanesiyle olayları örtbas etmeye çalışırken onlar daha aynı gece tüm spor müsabakalrını iptal edebiliyorlar ... Fark burda



İtalya Futbolu 2006 ve 2007 yıllarında öyle veya böyle tüm spor dünyası özelliklede futbol için büyük dersler barındırıyor içinde .



Anlayana...

Şeref Solmazer
12 Haziran 2007

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home