Perşembe, Ağustos 24, 2006

Zico'nun Avrupa Stajı

Bir süreden beri Zico'nun Fenerbahçe'de uygulamaya çalıştığı 4-3-1-2 sistemini ve bu sistemin Fenerbahçe'nin kadro yapısına neden uyamayacağını anlatan bir yazı kaleme almak istiyordum. Yoğun kişisel gündemim nedeni ile taslağını oluşturduğum ama bir türlü tamamlayamadığım yazı düşüncesini hayata geçiremediğim için üzgündüm. Ama iyi ki bu yazı yazılmamış. Boşuna bir yazı olacakmış İki Kiev maçında oynanan oyun her şeyi özetledi. Neticede görmek okumaktan daha etkili oluyor.

Kiev maçlarının kaybedilmesinin başlıca nedeni olarak yanlış kadro ve sistem tercihini görüyorum. Bu önerme, kadroyu ve oyun sistemini Zico oluşturduğuna göre, dolaylı olarak elenişte başlıca sorumlunun Zico olduğunu iddia ediyor (Zico'yu takımın başına getirmek, yetersiz ve plansız transfer politikası tabiki büyük bir yönetim beceriksizliği)

Takımı bir bir futbol takımı haline getiren, oyun anlayışı ve taktik disiplin konularında sınıf atlatan ancak daha ötesine götüremeyen Daum'u gönderdikten sonra aklı selim, ileriye dönük planları olan bir yönetimin yapması gereken takımı daha ileriye taşıyacak kapasite ve vizyona sahip bir teknik adamı takımın başına getirmekti. Avrupa'dabu işi layıkı ile yapacak Fransız, İtalyan ve İspanyol hocalarda mevcuttu. Ancak yönetim Avrupa futbolu konusunda hiç bir tecrübesi bulunmayan Zico'yu takımın başına getirdi. Zico Avrupa futbolu konusunda tecrübesi olmaması yanında, en azından benim bildiğim kadarı ile, bir klüp takımını ve oyuncularını yönetme, geliştirme tecrübesine de sahip değil.

Zico'nun zeki ve yetenekli bir futbol adamı olduğu düşünüldüğünde takımın başına geç geçmesine rağmen elindeki personelin yapısını, kalitesini ve potansiyelini ölçecek ve kavrayacak yeterli zamana sahip olduğu kanaatindeyim. Bu takımın başında 4-5 tane hazırlık maçına çıkma şansına sahip oldu. Ancak, Zico'nun sistem tercihi personel kalitesini ve potansiyelini ölçemediğini veya gereksiz bir ısrarcı olduğunu gösteriyor.

4-3-1-2 tertibi ile oynayacak takımların kilit personelleri orta saha mesaisi ile görevlendirilen oyunculardır. Bu orta sahanın oyunun her iki tarafını oynayabilecek yetenekte personelden oluşturulması zorunludur. Bunun en iyi örneği İtalyan Milli Takımının orta sahasıdır. Camoranessi-Pirlo-Gattuso üçlüsü. Bu üçlünün temel özellikleri nelerdir

1-Bitmek bilmeyen bir enerji, fiziksel dayanıklılık ve kondüsyon,

2-1 tanesi üstün top yeteneğine sahip olmak üzere topu ayağında tutabilecek, sürekli ileriye oynayabilecek, dar alanda ve yoğun pres altından topu forvet hattına iletecek teknik kapasite

3- Hamle zamanlamasında mükemmellik, yerinde ve gerektiği sertlikte kadar faul yapabilme becerisi ve kademe anlayışı

Bu özelliklerin Fenerbahçe'nin orta sahasını tutmakla görevli Appiah-Marco-Tümer üçlüsünde olduğunu söyleyebilirmiyiz. Sadece Appiah'ta bu özelliklerin olduğu söylenebilir. Uzunca bir süreden beri savunma sorumluluklarını yüklenmeden oynamaya alışmış, yeteri kadar fiziki dayanıklığı bulunmayan ama teknik kapasitesi ve oyun zekası gelişmiş Tümer ile sadece top kesebilen, Avrupa'da oynadığı maçlarda hamle zamanlaması olmadığı ve yer tutmayı beceremediği için sık sık faul yapan ve kart problemine giren ve ayağına gelen topu durdurmadan oynayamayan ve sürekli yan pas yapan Marco maalesef bu özelliklere sahip oyuncular değil. İşte Zico bu oyuncu yapısı ile 3lü orta saha oynayıp başarılı olmayı umuyor. Zico mucize peşinde. üstelik bu üçlünün defansif görevlerini yerine getirememesi nedeni forvet oyuncuları, özellikle Semih sık sık orta sahaya kadar gelip pres yapmak zorunda kalıyor. Orta sahanın bu yapısı hem takım savunmasını arızaya uğratıyor hemde geriye gelmek zorunda kalan forvet oyuncuları nedeni ile hücum gücü düşüyor.

4-3-2-1 dizilişinin orta sahadan sonra en kilit yeri geri dörtlünün dış bekleri. Orta saha 3 personelle tutulduğu için önlerinde beraber oynayacakları ve destek alacakları kanat oyuncuları olmayan dış beklerin çizgiyi ağırlıklı olarak tek başlarına kontrol etme zorunlulukları var. Takım hücumdayken bir açık olmaları, topu kaptırıldığında da çabucak geri dönmeleri zorunlu. Özellikle dar alana sıkışan oyunlarda oyunun geniş alana açılması için beklerin etkili bindirmeleri, kanatta adam eksiltebilmeleri ve iyi pas (orta değil) atabilmeleri şart. Dış beklerin takım savunmasının arızaya uğramaması için diğer dış beki kontrol ederek oynamaları gerekiyor. Bir dış bek ileriye çıktığında diğerinin savunmada kalarak içeriye girmesi ve kademe oluşturması gerekiyor.

Bizim dış beklerimiz solda maalesef alternatifi olmayan Ümit ile Serkan veya Kerim. Bu adamların teknik kapasiteleri standart. Bu sebeple adam eksiltebilmeleri ve çizgiye inebilmeleri mümkün değil. Süreki önlerinde bir açıkla oynamaya alıştıkları ve 3lü Fenerbahçe orta sahası savunma görevini bütünüyle yerine getiremediği için hücuma çıkmakta çok tereddütlü davranıyorlar. Geçen sene sol kanatta Tuncay ile birlikte oynayan Ümit bu sene tek başına kalınca eskisi kadar bindirme yapamıyor. Ümit hepsinden iyi olmasına rağmen ceza sahasına adrese pas atabilmeleri tesadüflere bağlı. Serkan Fenerbahçe'ye geldiğinden bu yana sağ bek oynuyor ama hala orta yapmayı öğrenebilmiş değil. Kerim her ikisinden daha genç ve yetenekli olmasına rağmen sağ bek oynamayı yeni öğrenmeye başladığı için huzursuz ve güvensiz. Ve en önemlisi kademe anlayışları yok. Özellikle Serkan'ın.Fenerbahçe'nin geçen sene ani ters toplardan yediği gollerde Serkan'ın kademeye giremediğini, girse bile özellikle yüksek toplarda rakibe müdahele edemediğini gördük.

Takımın ileri üçlüsünden ve göbekteki ikilisinden bahsetmek bile istemiyorum. Sadece ayağında top varken etkili olan bir yaratıcı oyuncu ile top durdurmayı bilmeyen ve ayak içi vuruş yapamayan bir forvetten oluşan hucüm hattı için ne denebilir ki. Veya 2 acemi çaylaktan oluşan ve ortasahadan gerekli desteği göremeyen defans göbeğinden ne beklenirki.

Benim gördüklerimi Zico'nun görmediğini düşünmüyorum. Basit bir futbol izleyicisi olarak ben bir şeylerin farkında isem Zico'da farkındadır. Belki kendisine vaat edilen transferler, belki de potansiyellerini abarttığı oyuncular, sakatlıklar uygulamaya çalıştığı sistemi arızaya uğratmıştır. Belki yeni transferler ve sakatların dönmesi ile sistem işlemeye başlayacaktır. Ama bunlar sağır sultanın bile nasıl oynadığını bildiği Kiev karşısına böylesine yumuşak bir takım ve tertiple çıkmanın açıklaması olamaz. Umalım ki Zico'nun Fenerbahçe'de ki Avrupa futbolu stajı kısa sürsün ve Zico kısa sürede usta seviyesine geçsin. Ona Beyaz Pele demiyolar mı?Bunu ondan değilde kimden bekleyeceğiz öyleyse.

Tolga Özel

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home